Son dönemde Anadolu yakasında yaptığı konut projeleriyle' emlak patronu Ziya Yılmaz, Dap Dragos Royal Towers yani nam-ı diğer Yelken Kuleler, Royal Center ve Burgu Kule projelerine geçenlerde bir yenisini daha ekledi. Dünyada bir benzeri daha olmayan bu projenin adı DAP Dalga Kule...

Ülkemizde de ilk defa kullanılan bir mimariyle, deniz dalgasından esinlenerek tasarlanan proje, dalgaların zeminden itibaren dikey yükselerek bulutları yakaladığı 22'şer katlı 2 kuleyi temsil ediyor. Dış yüzeyde camların yansıma hareketleriyle kuvvetlenen mavilik, sonsuz deniz ve gökyüzü manzarasıyla kucaklaşıyor. 'Dalga' ismi de böyle çıkıyor ortaya... DAP Yapı'nın dikkatleri üzerine ilk çeken projesi Ziya Bey'in 'Olgunluk dönemi eserim' diye bahsettiği Dragos Royal Tovvers oldu. Anadolu yakasında sahil yolunda ilerlerken "yelkene benzeyen kuleler" diye kime sorsanız biliyor. Bu yüzden de çoğu kez yol tarifi için kullanılıyor. Bir projenin böyle tanınması mimarını herhalde çok sevindirir. Şehrin siluetine katkıda bulunmak, iz bırakmak ve zihinlerde yer etmek her mimarın mutluluk kaynağıdır.

Bu durum bana biraz Gaudi'yi hatırlatıyor. Barselona'nın her yerinde Gaudi'nin o müthiş eserlerine rastlanıyor. Tek tip binaların yanında sanki masallardan fırlamış bir yapı karşınıza çıkıyor ve bulunduğu yerin bütün havasını değiştiriyor.

İşte Dap projeleri için de bunu söylersek abartmış olmayız diye düşünüyorum.

Konu Gaudi 'ye kadar gelmişken aklıma Altan Elmas’ın 'Bir bina bir gişe' esprisi geldi. Altan Bey de bir mimar. Barselona'da Casa Mia ve Casa Battlo'nun gişelerinin önündeki kuyruğu gördükten sonra "Ne güzel iş burada mimarlık. Her binanın altında bir gişe var. Müteahhitliği bırakıp, mimarlığa kafa yormak lazım. Gişeler para basıyor" demişti. Belki de Ziya Bey mimariye çok önem veren bir patron olduğundan Altan Bey'in bu fikrini dikkate alır. Kimbilir...